Güney Kıbrıs’taki AKEL partisinin 24’üncü kongresinin pazar günü sona erdi; AKEL Merkez Komitesi Genel Sekreterliğine yeniden Stefanos Stefanu seçildi. Alithia gazetesi kongre çerçevesinde merkez komitenin 120 yeni üyesinin seçildiğini ve siyasi bir karar ile iki de bildirge onaylandığını yazdı; bildirgelerden birinin Kıbrıs sorunu, diğerinin de AKEL’in kuruluşunun 100’ünci yılıyla alakalı olduğunu belirtti. Gazete AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu’nun kongrenin açılışı ve kapanışında yaptığı konuşmada AKEL’in Kıbrıs sorununa BM kararları çerçevesinde, iki kesimli iki toplumlu federal bir çözüm bulunmasına yönelik tezini yinelediğini yazdı. Haberde Stefanu'nun Rum hükümetinin eylemde bulunmaması ve strateji eskiliği nedeniyle bölünmenin kalıcılaşması tehlikesi olduğuna da işaret ettiğie yer verdi. Haravgi gazetesinde yer alan haberde ise onaylanan siyasi kararda yer alan Kıbrıs sorunuyla ilgili görüşlere yer verildi. Gazete kararda AKEL’in Kıbrıs sorununun; ileri sürülen "Türk işgaline" son verecek, garanti ve müdahale haklarını ortadan kaldıracak, tüm Kıbrıslıların toprak bütünlüğü, insanlık hakları ve özgürlüklerini güvence altına alacak ve Kıbrıs’ın askersizleştirilmesini öngörecek şekilde çözümü desteklediğinin yer aldığını vurgulandı. Kıbrıs sorununda 1974 yılından bu yana en kötü aşamada bulunulduğunu, Crans Montana konferansının başarısızlığının uzayan bir çıkmaza neden olduğunu ifade eden AKEL, Türkiye’nin ise üzerinde mutabık kalınan çözüm temelinden uzaklaşarak iki devlet çözümünü ileriye götürmek için bunu kullandığını iddia etti. AKEL’in siyasi eşitlik temelinde, iki kesimli, iki toplumlu federasyonda ısrarcı olduğunu ve müzakerelerin Guterres çerçevesinde kaldığı yerden yeniden başlaması çağırısında bulunduğunu kaydeden gazete, AKEL’in Rum Yönetimi’nin egemenlik hakları zarar görmeksizin, enerji iş birliği ve güven inşasına odaklanılarak Türkiye ve Kıbrıslı Türklere yönelik olumlu bir gündem meydana getirilmesini önerdiğini de yazdı. Gazete onaylanan kararda çözüm çabası bağlamında Kıbrıs Türk toplumunun AKEL için müttefik olduğunun ve siyasi yakınlaşmanın siyasi baskı ya da toplumun harekete geçirilmesiyle yeniden sağlanması gerektiğinin yer aldığını da kaydetti.