KTMMOB Yerbilimleri Mühendisleri Odası, deprem ve depremin yıkıma ilişkin risklerinin Kıbrıs için de var olduğunun akılda tutulması gerektiğini belirtti.
MTA Aktif Fay Arama Grubu'nca belirlenmiş aktif faylar da göz önünde bulundurularak mikrobölgeleme gibi multidisipliner çalışma yapılmasının elzem olduğunu vurgulayan Yerbilimleri Mühendisleri Odası, aktif faylarla ilintili mikrobölgeleme çalışmalarıyla depremin kent ve yerleşim alanlarına yaratabileceği hasar risklerinin ortaya konabileceği ifade etti.
Yerbilimleri Mühendisleri Odası, yazılı açıklamasında, depreme neden olan kabuk hareketinin hızını ölçecek sistemlerin sayısının artırılması gerektiğini vurguladı.
Baf merkez üslü depremin Kıbrıs Yayı'na bağlı olarak meydana geldiğini belirten Oda, Kıbrıs'ın Afrika ve Anadolu levhaları arasındaki sınırda yer aldığını, levha sınırlarının depremlerle ilintili olduğunu anımsattı.
Tarihsel dönemlerden beri Kıbrıs'ın depremlerden ötürü yıkıma ve tahribata uğradığını hatırlatan Oda, Sivil Savunma Örgütü'nün yıkıcı bir deprem halinde nasıl müdahale edeceğine ilişkin hazırlıklarına devam etmesinin ve kapasitesinin buna göre güçlendirilmesinin önemine işaret etti.
Oda, Gazimağusa'dan Dipkarpaz'a kadar olan doğu sahilleriyle Güzelyurt ovasının sahil kesimlerinin sıvılaşmaya oldukça eğilimli alanlar olduğunnu da belirtti.