Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 2023-2024 Türkiye Raporu, Kıbrıs meselesinde Rum tarafının Avrupa Birliği’ni (AB) bir baskı unsuru olarak kullanma stratejisini bir kez daha gözler önüne serdi. Raporda, Kıbrıs sorununun yalnızca “iki toplumlu, iki bölgeli federasyon” temelinde çözülebileceği yönündeki yaklaşımın yeniden vurgulanması, AB’nin adadaki siyasi ve fiili gerçekleri görmezden gelmeye devam ettiğini gösteriyor. Türkiye’ye yönelik Kıbrıs’taki iki devletli çözüm vizyonundan vazgeçmesi yönünde yapılan çağrılar, Ankara’nın AB üyelik sürecine ilişkin şart koşmalarla birlikte değerlendirildiğinde, Rum tarafının AB’yi bir koz olarak kullanarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırma çabalarının sürdüğünü ortaya koyuyor. Özellikle Türkiye’nin AB üyelik sürecinin süresiz olarak durdurulması yönündeki karar, Kıbrıs meselesinde Rum tarafının elini güçlendiren bir gelişme olarak yorumlanıyor. Türkiye’nin jeopolitik ve stratejik öneminin demokratik gerilemeyi telafi edemeyeceği yönündeki ifadeler, AB’nin Türkiye’ye yönelik sert tutumunun bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Kıbrıs Türk tarafı ise, AB’nin yanlı ve gerçek dışı değerlendirmeler yerine, adada adil ve sürdürülebilir bir çözüm için Rum tarafını Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğini kabul etmeye teşvik etmesi gerektiğini savunuyor. Ancak Avrupa Parlamentosu’nun son raporu, bu yönde bir değişimin kısa vadede mümkün olmadığını gösteriyor.