Kıbrıs sorunundaki fırsat penceresi daralıyor ve olası yeni gelişmelerin 2026 itibarıyla yaşanabileceği belirtiliyor. KKTC’de ekim ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 2025’te gerçekleşecek diğer olaylar, Kıbrıs sorununun çözümünü zorlaştırıyor. Uzmanlar, bu süreçte egemen eşitlik ve iki devletli çözümü savunan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın politikalarının yanı sıra, Türkiye’nin konjonktürel kararlarının da belirleyici olacağını aktarıyor.
BM Genel Sekreteri’nin Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in Kıbrıs ziyareti ve liderlerin gayriresmi genişletilmiş toplantıları kritik bir öneme sahip olsa da, 2025’te ciddi bir ilerleme sağlanması için zaman daralıyor. Kıbrıs Türk tarafı seçim sürecine girerken, Güney Kıbrıs’ın AB Dönem Başkanlığı öncesinde önemli bir gelişme yaşanması için yalnızca 50-60 günlük bir zaman aralığı kalıyor.
Öte yandan Kıbrıs sorununu iç tüketim malzemesi olarak kullanan Rum liderliği, Cumhurbaşkanı Tatar’ı “uzlaşmaz” olarak suçlayıp bölünmeyi pekiştiren bir politika izlemekle eleştiriliyor. Güney Kıbrıs’ın Türkiye’ye karşı sert bir tutum benimsemesi ve izolasyonu teşvik etmesi, seçim stratejileriyle bağlantılı görülüyor.
Ayrıca, İsrail’in Güney Kıbrıs’ı stratejik açıdan önemsemesi ve doğal kaynakları kullanma politikası gündemde. İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Kıbrıs’ın Türkiye’nin etkisi altına girmesi halinde İsrail’in büyük kayıplar yaşayacağı yönündeki ifadeleri dikkat çekiyor. İsrail’in, Güney Kıbrıs’ı Türkiye’ye karşı bir denge unsuru olarak görmeye devam edeceği öngörülüyor.
Kaynak: RSS