Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) tarafından düzenlenen 'Cumhurbaşkanı Adayları ile Yükseköğretimi Konuşuyoruz' etkinliğinde akademisyenler ve öğrencilerle bir araya geldi.

CTP'den verilen bilgiye göre, Erhürman, etkinlikte 'Kıbrıs Sorunu Bağlamında Yükseköğretimin Geleceği' başlıklı bir konuşma yaptı.

Söyleşide ayrıca, DAÜ-SEN Başkanı Ercan Hoşkara da konuşma gerçekleştirdi ve Erhürman'a etkinliğe katıldığı için teşekkür etti.

-Erhürman: 'Öngörülebilir ve güvenli bir ortam sağlanmalıdır'

CTP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Adayı Tufan Erhürman, sözlerine 'Burada kendimi evimde hissediyorum' diyerek başladı, söz konusu organizasyon için sendikaya teşekkür etti.

Yükseköğretimin, diğer sorunlarla paralel ilerleyen sorunlara da sahip olduğunu belirten Erhürman, 'Ben her zaman bir üniversite hocası olarak şunu gördüm: 'Ankara'da da, DAÜ'de de ders verirken durum aynıdır.' Dünya ile iletişimini kurabilen bir konumda olabilmek gerekir. İnsanlar çocuklarını üniversiteye gönderecekse, öngörülebilir bir yapının olması, soru işaretlerinin bulunmaması ve güvenli bir ortamın sağlanması gerekir.' dedi.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okurken, 'Bir gün gelir de Ankara Üniversitesi'nin diplomasında sorun çıkar mı?' endişesini hiç yaşamadığını söyleyen Erhürman, 'Türkiye'de siyasi sorunların yoğun olduğu dönemlerde bile orada nispeten güvende hissettiğimiz bir ortam vardı.' diye konuştu.

Erhürman, 'Kendime şu soruyu sordum: 'Ben en çok şeyi; hocalarımdan mı, yoksa Ankara şehrinden mi öğrendim?' Cevap ikisine de yakındır; çünkü çevresel faktörler de çok etkilidir.' ifadesini kullandı.

'Nitelik odaklı yükseköğretim: Bu memlekette herkesin sıkça söylediği bir ezber cümledir. Kimse bu konuda görüş ayrılığı içinde değildir ama 'Altı nasıl doldurulur, bu nasıl yapılır?' kısmına pek bakılmaz.' diyen Erhürman, uygulamaların ise her zaman nicelik odaklı olduğuna vurgu yaptı.

- 'Nicelik odaklı yaklaşımlarla mücadele etmemiz gerekiyor'

'Ne kadar çok öğrenci getirilebilir?' diye tartışıldığını anımsatan Erhürman, 'Başarı kriteri, 'X üniversitesi bu kadar öğrenci getirdi' şeklinde belirlenir. Bu sürdürülebilir bir yapı değildir. Bölgemizde çok sayıda üniversite vardır. Güney Kıbrıs, bu konuda çok mütevazı başladı ama son dönemdeki gelişmelere baktığımızda daha rekabetçi bir hâle geldi. Bizim belirsizlik, öngörülemezlik ve nicelik odaklı yaklaşımlarla mücadele etmemiz gerekiyor.' diye konuştu.

Erhürman, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Buraya gelen öğrencilere, Ankara bana ne sunduysa, Avrupa üniversiteleri öğrencilerine ne sunuyorsa en azından bunlara yakın hizmetleri sunmamız gerekir. Çok dezavantajımız var. Türkiye'deki televizyon kanallarında Kıbrıs'la ilgili yayınlanan dizilere baktığınızda, 'Ben Konya'da yaşayan bir insan olsam çocuğumu Kıbrıs'a okumaya yollar mıydım?' diye soruyorum. Kıbrıs, gece kulüplerinin, casinoların, mafyanın kol gezdiği bir yer olarak lanse ediliyor.'

KKTC'nin, Türkiye Cumhuriyeti dışında başka bir devlet tarafından tanınmadığını anımsatan Erhürman, 'Tanınsaydık, Milli Eğitim Bakanlığımızın üçüncü ülkelerden öğrenci gelmesi için çaba göstermesini bekleyebilirdik. Ben 9 yıldır CTP Genel Başkanıyım. Partiye gelen Büyükelçi sayısı o kadar çok ki, sayıyı hatırlamıyorum bile: 15 ay başbakanlık yaptım; bu süre içinde sadece İngiliz Yüksek Komiseri başbakanlığa geldi ama fotoğraf çektirmemek kaydıyla. Tüm olanaklara sahip makam cumhurbaşkanlığıdır. Cumhurbaşkanının görevini üçe ayırıyorum: 'Müzakerecilik, müzakere masası yoksa görüşmecilik ve iç işlevler.'' şeklinde konuştu.

- 'YÖDAK Başkanını cumhurbaşkanı atar: Yetki kimdeyse, sorumluluk da ondadır'

Gerçekleri hatırlamak gerektiğine işaret eden Erhürman, YÖDAK Başkanını, DAÜ Mütevelli Heyeti Başkanını da cumhurbaşkanının atadığına vurgu yaptı.

Görevde olan kişilerin şahıslarıyla ilgili bir derdinin olmadığını belirten Erhürman, 'Ben idare hukukçusuyum. İdare hukukunda çok temel bir prensip vardır. Yetki kimdeyse, sorumluluk da ondadır. YÖDAK Başkanını atama yetkisi cumhurbaşkanındaysa, sorumluluk da ondadır. Akademik özerklik benim için esastır ama mali açıdan sıkıntılar varsa, cumhurbaşkanı elini yıkayıp alandan çekilemez; doğrudan sorumluluk sahibidir.' dedi.

Bu memlekette hem turizmi hem de yükseköğretimi olumsuz etkileme potansiyeli taşıyan bir güvenlik meselesi olduğunun altını çizen Erhürman, şöyle devam etti:

Gazimağusa-Karpaz ana yolunda kaza: İki kişi ağır yaralandı, alkollü sürücü tutuklandı
Gazimağusa-Karpaz ana yolunda kaza: İki kişi ağır yaralandı, alkollü sürücü tutuklandı
İçeriği Görüntüle

'Anayasasa'da 'Cumhuriyet Güvenlik Kurulu' diye bir kurul var. Bu kurul, cumhurbaşkanının başkanlığında toplanır. Bu kurulun kararları, Bakanlar Kurulu tarafından öncelikle dikkate alınır. Memlekette insan ticareti, insan kaçakçılığı, çeteler, silahlı olaylar aldı başını gidiyor ama beş yıl boyunca Cumhuriyet Güvenlik Kurulu bir kez bile toplanmadı. Bu durum hem yükseköğretim hem de turizm için ciddi bir risktir. İnsanlar çocuklarını güvensiz bir yere göndermez.'

20 Ekim'den sonra YÖDAK'ın cumhurbaşkanlığının doğrudan gözünün üzerinde olduğu bir kurum hâline geleceğini ifade eden Erhürman, 'Belli aralıklarla bir araya gelinip, 'Ne oluyor, ne bitiyor?' bakılacak. 'Diploma yolsuzlukları' furyası bir algı hâline geldiyse, 'Cumhurbaşkanlığını ilgilendirmez' denilemeyecek.' ifadelerini kullandı.

- 'Enflasyon, kıymet kaybı demektir'

Erhürman, 'YÖDAK üzerinden belirlenecek kriterlerle bu memleketteki üniversite enflasyonuyla mücadele edilmelidir. Enflasyon, kıymet kaybı demektir.' dedi.

Hapishanede bulunanların yüzde 50'den fazlasının bu ülkeye 'öğrenci' sıfatıyla gelen insanlar olduğunu söyleyen Erhürman, 'Bu korkunç bir tablodur.' şeklinde konuştu.

'Cumhurbaşkanlığının yükseköğretim konusunda hem içeride hem dışarıda çok önemli görevleri vardır' diyen Erhürman, bu ülkenin merkezi idaresinde dışarıya açılan tek penceresi olan cumhurbaşkanlığının beş yılda ne yaptığını sordu.

Erhürman, 'Ülkemize Azerbaycan'dan kaç öğrenci geliyor? Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerden kaç öğrenci geliyor? Neden KKTC tercihler arasında değil? Kendimizi en kolay anlatabileceğimiz yer TDT ama oradan öğrenci gelmiyor. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerden nitelikli kaç öğrenci geliyor? Bu konular toplantılarda gündeme getiriliyor mu?' şeklinde sorular yöneltti.

- 'Kazılar 'yasadışı kazı' olarak nitelendiriliyor'

Arkeologların yaşadığı sıkıntılara da değinen Erhürman, 'Bu ülkede arkeologlarımız resmi kazılar yapıyor, ancak bu kazılarla ilgili Avrupa'daki veya Amerika'daki dergilerde makale yayımlayamıyorlar. Çünkü bu kazılar 'yasadışı kazı' olarak nitelendiriliyor. Ne makale yayımlayabiliyorlar ne de uluslararası konferanslara katılabiliyorlar. Beş senedir bu konuda hiçbir adım atılmadı.' diye konuştu.

'Üniversite, 'bizim turizmden sonra ikinci öncü alanımızdır' diyor herkes. Biz bu alandan hızla geriye doğru kayma riskiyle karşı karşıyayız. 20 Ekim itibariyle gözüm kulağım kesinlikle üniversiteler alanının üzerinde olacak.' diyen Erhürman, söz konusu alanda kendini ispatlamış herkesle birlikte cumhurbaşkanlığının, üniversitelerle ilgili çok aktif bir çalışma alanı içerisinde olacağını belirtti.

Kaynak: RSS